Oruçlu olmak gün boyu ibadet halinde olmaktır!
Kur’an-ı Kerim’de oruçlular için ‘Allah’a yanlışsız seyahat edenler’ tabiri kullanıldığını lisana getiren Prof. Dr. Reşat Öngören, “Zira ‘yemekten içmekten ve cinsel bağdan uzak durmak’, yaratıcımız olan Allah’ın ve meleklerinin nitelikleridir. O yüzden oruçlu kimse gün uzunluğu ilâhî, meleki niteliklere sahip olur. Bu tarafıyla oruç ibadeti kulları Allah’a öteki ibadetlerden daha çok yaklaştırır.” dedi.
Oruçlu olmanın gün uzunluğu ibadet halinde olmak manasına da geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Reşat Öngören, “Oruç da dahil olmak üzere bütün ibadetler Allah’ı anma, onu zikretme manasını taşır. Münasebetiyle oruçlu kimse sabahtan akşama kadar zikir halindedir. Peygamber Efendimiz, Ramazan’da size birisi sataşırsa ona karşılık vermeyin, ‘ben oruçluyum deyin’ buyurmuştur.” dedi.
Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Reşat Öngören, Ramazan’ın ve orucun hayatımız için manası konusunda kıymetli açıklamalarda bulundu.
Oruç ibadetine çabucak bütün dinlerde rastlanır
Ramazan ayının oruç ayı olduğunu ve İslam’da da bir ay boyunca yeme, içme ve cinsel bağdan uzak durma halinde gerçekleştirilen oruç ibadetinin esasen birtakım nüanslarla bütün dinlerde var olan bir ibadet çeşidi olduğunu tabir eden Prof. Dr. Reşat Öngören, “Belirli bir mühlet yeme, içme ve cinsel bağlantıdan uzak durma, perhiz yapma ya da makul yiyecekleri yememe, susma, ağzı ve kulağı palavradan ve makûs kelamdan müdafaa üzere formlarda yerine getirilen oruç ibadetine çabucak bütün dinlerde rastlanır.” dedi.
Oruç ibadeti kulları Allah’a öteki ibadetlerden daha çok yaklaştırır
Oruç ibadetinin hayatımıza hem kendi benliğimiz hem de etrafımız açısından değerli katkılar sunduğunu lisana getiren Prof. Dr. Reşat Öngören, “Bu ibadet öncelikle bize kulluğumuzu hatırlatır. Bir hareketi Allah’ın buyruğu olduğu için yapmak, kulluk misyonunu yerine getirmek manasına gelir. Her ibadet üzere oruç ibadetinin de manevi dünyamıza çok önemli katkıları kelam hususudur. Hatta oruç bu noktada bütün ibadetlerin önüne geçer. Çünkü ‘yemekten içmekten ve cinsel ilgiden uzak durmak’, yaratıcımız olan Allah’ın ve meleklerinin nitelikleridir. O yüzden oruçlu kimse gün uzunluğu ilâhî, meleki niteliklere sahip olur. Bu tarafıyla oruç ibadeti kulları Allah’a başka ibadetlerden daha çok yaklaştırır. Hakikaten Kur’an-ı Kerim’de oruçlular için ‘Allah’a gerçek seyahat edenler’ tabiri kullanılmıştır.
Oruçlu olmak gün uzunluğu ibadet halinde olmaktır!
Oruçlu olmanın gün uzunluğu ibadet halinde olmak manasına da geldiğini vurgulayan Prof. Dr. Reşat Öngören, şöyle devam etti:
“Oruç da dahil olmak üzere bütün ibadetler Allah’ı anma, onu zikretme manasını taşır. Hasebiyle oruçlu kimse sabahtan akşama kadar zikir halindedir. Zikir ise tekrar Kur’an-ı Kerim’in sözüyle ‘insanın huzura kavuşması’ demektir. Oruçlu kimsenin gün uzunluğu hissettiği huzur bilhassa iftar öncesi tepeye çıkar. Burada zikir halinde olmanın hazzına bir de ibadetin/kulluğun muvaffakiyetle tamamlanması hazzı eklenir.”
Oruç, muhtaçlarla empati kurma hissini da kazandırıyor
Öte yandan oruç ibadetinin “vaktin değerini” ve “nimetin kıymetini” öğrettiğini de kaydeden Prof. Dr. Reşat Öngören, “Açlık ve susuzlukla gayret ederken vaktin her saniyesi değer kazanır. Aslında hayat uzunluğu birçok kere farkında olmadan geçirdiğimiz vaktin her ‘ânının’ ne kadar da kıymetli olduğunu Ramazan vesilesiyle idrak eder insan. Ve tükettiği sayısızca nimetin değerini, ondan yoksun kalınca hissetmeye başlar; bir yudum suyun, bir kesim ekmeğin, bir tas çorbanın hayatımız için ne kadar değerli olduğunu görür. Bu durum muhtaçlarla empati kurma hissini da kazandırır beşere; onlara yardım etme hissini canlandırır iç dünyasında.” diye konuştu.
“Ramazan’da size birisi sataşırsa ona karşılık vermeyin, ‘ben oruçluyum deyin’”
Orucun beşere “zorluklarla mücadele” azmi aşıladığını ve “sabretmeyi” öğrettiğini de belirten Prof. Dr. Reşat Öngören, “Birtakım hareketleri gerçekleştirmeme iradesi, insan için bir nevi ‘irade eğitimi’ manasına gelir. İradeyi denetim etme ve sabır, dikey manada kendisi için olduğu üzere yatay manada etrafı için de kelam mevzusudur. İnsanın ibadeti yerine getirmek ismine kazandığı dayanma gücü ve sabır, etrafı açısından da gelişir; insanları hem rahatsız etmez hem de onların eza ve cefasına karşı tahammül etmeye çalışır. Gerçekten Peygamber Efendimiz, Ramazan’da size birisi sataşırsa ona karşılık vermeyin, ‘ben oruçluyum deyin’ buyurmuştur.” biçiminde kelamlarını tamamladı.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
